dijitalajanslar.com tarafından ilki düzenlenen “Dijital Ajanslar Zirvesi 14” ün teması “yaratıcı pazarlama” ydı.
Hal böyle olunca tüm konuşmacılar bu eksende hazırlamaya çalıştılar sunumlarını. Bazıları çok iyiydi, bazıları eminiz ki daha iyi olabilirdi. Biz de kendi çapımızda konuşmacılara sessiz sedasız Oscar’larını dağıttık. Bakalım kimler bizimle aynı fikirde?
En karizmatik kişi Oscar’ı: Olcayto Cengiz
“Bir şeyi basit anlatamıyorsan iyi öğrenememişsin demektir” demiş Einstein. Olcayo Cengiz bize göre tam da bu tanıma uyan bir sunum yaptı. Neredeyse 20 yıllık tecrübesini 20 dakikaya o kadar güzel sığdırdı ki, özellikle bir ajansta çalışmak isteyen gençlerin kulağına küpe olacak cinsten. Fikirler ikiye ayrılır diye başladı konuşmasına Olcayto Cengiz. Fikirler ve daha iyi fikirler… Kötü fikir diye bir şey yoktur. İyi fikirler kurşun geçirmezdir diye de ekledi. Gençlerin “ben oldum” havasından çok haz etmediğini bunun için çok çalışmak gerektiğinin altını çizdi.
En sempatik kişi Oscar’ı: Musa Paça
Olcayto Cengiz’in genç ajans çalışanlarına hitabesi tadındaki sunumunu zevkle izledikten sonra sıra Musa Paça’daydı. Punch’ın kurucusu Musa Paça’yı ekipçe çok sempatik bulduk. Sunumunu el yazısıyla hazırlamıştı ve ana konusu son günlerin en çok konuşulan konusu, sosyal medyanın huharca katledilmesi üzerineydi.
Sosyal medya “Kahveniz nasıl olsun, bugün hangi şemsiyenizi alacaksınız, akşama hangi yemeği pişireceksiniz” gibi zoraki ve lüzumsuz postlarla katlediliyor ve bu işin bu kadar kolay olduğunu sanan yeni mezun kafadarların ağzını sulandırıyordu. Oysa sosyal medya ciddi bir işti. Eğer her gün bir post hazırlancaksa bu gerçekten bir ilan tadında olmalıydı. Bu da ciddi bir maliyeti beraberinde getiriyordu. Ayrıca Türk markaları Tanzanya, Bangladeş gibi ülkelerden de takip ediliyor olması biraz garip değil miydi?
En cool kişi Oscar’ı: Arda Erdik
“Reklamda Yaratıcılığın Sırları” oturumunun söz alan diğer sempatik, cool ve ne dediği anlaşılan konuşmacısı Arda Erdik idi. Kadir Has Üniversitesi’nde reklam yazarlığı dersi veriyor oluşundan olsa gerek, kalabalığa konuşmaktan yana bir sıkıntısı yoktu. Herhangi bir hazırlık bile yapmamıştı. Ne söyleyeceğini biliyordu. Gayet dandik denlebilecek bir sunum dosyasına iki satır yazmış, köşelerine birer emotion koymuş olması, ilk başta katılımcılara “İnsan yaratıcı pazarlama zirvesine biraz daha yaratıcı bir sunumla gelir di mi ama!” dedirttese de anlattıklarıyla durumu toparladı.
Arda Erdik sektörde yaratıcı ajansların bir türlü kendini bulamadığına dikkat çekti önce. Konvansiyonel ajansların dijitalleşme gibi bir kaygıları olduğuna, ne var ki bunu, sadece daha önce bir dijtal ajansta çalışmış birini transfer ederek çözemeyeceklerinin altını çizdi. Dijitalleştirmek, bünyeyi toptan bir harekata mecbur bırakıyordu ve eğer bu olmazsa, her şey havada kalıyordu. Ayrıca yaratıcı reklam yazarlığı öyle bir çırpıda olmazdı. Üzerine koya koya, deneye deneye, pişe pişe gelişen bir şeydi.
En açık sözlü kişi Oscar’ı: Görkem Uraz
“Yaratıcık var ama muhtasar da var” Sesli Harfler’in kurucu ortağı Görkem Uraz, işte bu tarihe geçecek sözü söylediğinde salonda bir kahkaha fırtınası koptu. Genel olarak sektördeki yanlış giden işlerden, boşa harcanan paralardan söz eden Uraz, bu sözüyle lafı “Ödenecek maaşlar olmasa biz de daha yaratıcı olmayı biliriz” demeye getirdi ve bazen sırf bu nedenle düşük bütçeli ve yaratıcıktan uzak işleri yapmayı kabul ettiklerini gizliden itiraf etti.
En öğrenen adam Oscar’ı: Özgür Karakaçak
Görkem Uraz’dan sonra sözü gerçekten uğraşılmış sunumuyla göz dolduran diğer bir Sesli Harfler kurucu ortağı olan Özgür Karaçak aldı. “Eğer bugün yaratıcıysam bunu kesinlikle aileme borçluyum. Küçükken babaannem marketlerde bana birbirinden alakasız eşyaları biraraya getirerek bir bütün oluşturmayı öğretti. Dedem, gazetelerde haberlerin yazıların kapatarak o fotografın ne anlama geldiğini sorardı. Böylece bazen de bütünün parçalarının da tek başına anlamlı olması gerektiğini öğrendim. Ben normaldim aslında, garip olan ailemdi. Bugün bir çok işi aynı anda yapabiliyorsam bunu aileme borçluyum” dedi. Aynı anda bir çok şeyi yapmaktan şikayetçi değildi Özgür Karaçak. Karşı olduğu bazı ajans çalışanların tıpkı bir memur gibi 6:30 oldu mu ortadan kaybolmalarıydı.
En yaratıcı kişi Oscar’ı: Damla Bal
Zirvenin bize göre en yaratıcı ve adına uygun sunumu PixelPlus Interactive’ de Digital Strategy Director olarak görev yapan Damla Bal’dan geldi. Sosyal medyada yaratıcılık oturumunda, sosyal medyanın kurallarını Yıldız Tilbe’nin postlarından yola çıkarak hazırlayan Damla Bal, salondaki herkesten tam not aldı.
En okumuş kişi Oscar’ı: Hakan Süer
Konuşmasına ünlü “Yaratıcılık farklı olmak değildir, yaratıcılık basit olanın üzerine bir harika kondurmaktır” sözüyle başlayan Hakan Süer, içerik tüketme ihityacının neden daha çok mobile kaydığını merak edenler için Neilsen’in taze araştırma sonuçlarını açıkladı. Bu sonuçlara göre mobil reklamları tüketicinin satınalma güdüsünü daha çok alevlendiriyordu. Daha kullanışlı ekranlar kullanımı kolaylaştırıyordu ve her yerde erişim sağlıyordu.
En akıcı konuşan kişi Oscar’ı: Mustafa Dalcı
İnsan özgeçmişini okurken yoruluyor. ODTÜ’de İstatistik, Enformatik Ens. Bilişim Sistemleri’nde yüksek lisans, araştırma görevlisi… Liste uzayıp gidiyor. Kurucusu olduğu Userspots ile müşterilerine kullanıcı deneyimleri ve kullanılabilirlik hizmetleri sunan Dalcı, giderek içeriği en çok tükettiğimiz mobilin gelişimi üzerine konuştu. Tasarımın katettiği yoldan söz etti, müşteri deneyimlerini anlattı. Konuşurken bir kez bile teklemedi, bir kez bile dili sürçmedi.
En özgüvenli kişi Oscar’ı: Eray Endes
Kırmızı pantolonu, cool tavırlarıyla Musa Paça ile yarışır haldeydi. Ancak o sunum bile hazırlamama özgüveniyle, bu Oscar’ı hak etti. “Sunum da neymiş” havasıyla masanın ucuna oturuşu ve “Yaratıcı şeyler, genellikle teknolojik değildir” sözü hafızalara kazındı.
En iyi idareci kişi Oscar’ı: Evren Kacar
Her konferansta yaşanan bazı teknik sorunlar Dijital Ajanslar Zirvesi’nin de peşini bırakmadı. Bazı konuşmacıların hazırladığı videolar çalışmadı. Her ne kadar canı sıkılsa da bunu belli etmeyen, yeri geldiğinde işi şakaya vuran Evren Kacar, misafirperverliği ve güleryüzüyle bizden tam not aldı.
En heyecanlı kişiler Oscar’ı: Enis Yüce Dilek ve Can Erdinç
Zirvenin son oturumu “Yaratıcı İçerik Pazarlama ve Seo” idi. Bizler de “Hah işte bizim konu” diyerek heyecanla dinlemeye başladık. Konu, “Müşteri algısını yönetmek” idi ve 1MM Design’ın Direktörü Enis Yüce Dilek, konuyu içinde tek bir kelime bile “içerik pazarlama” demeden toparladı. Kurumsal müşteri ve KOBİ ayrımı, müşteri ne ister, müşteri memnuniyeti nasıl olur?” gibi konuları tamamen bir ajansın müşteri temsilcisi deneyimleri gibi aktardı. Daha sonra söz alan aynı ajanstan Can Erdinç, belki çok güzel bir sunum hazırlamıştı ama heyecanı o kadar önüne geçti ki, sözcüklerini toparlamakta zorlandı. Aklımızda “Ananenize anlatır gibi anlatın hikayenizi, jargonlardan uzak durun” sözü kaldı. Her şeye rağmen sempatikliği durumu fazlasıyla kurtardı.
En kötü soru Oscar’ı: Bir ajans çalışanı
Zirveye damgasını vuran kişi ise “Content Marketing trendi bir gün biterse…..” ile başlayan sorusuyla bir ajans çalışanı oldu. Sorunun devamını kimsenin dinlediğini sanmıyoruz, zira bütün gözler o sırada bu ilginç soruyu soran kişiyi arıyordu. Topu dijitalajanslar.com’un sahibi Evren Kacar aldı. “Content marketing, bir trend değil bir pazarlama biçimidir ve bugün burada konuştuğumuz ne varsa, hepsinin ortasında var content marketing. Content olmazsa zaten buradaki hiçbir şey olmaz.” diyerek dijital ajansların var oluş nedenine açıklık getirdi.